29 Ağustos 2019 Perşembe

XBilen’in “Çingene Kızı”-Yılmaz Parlar

XBilen’in “Çingene Kızı”

Antik çağlardan beri göz kamaştıran renkleri, kendine özgü estetiği ve zengin detayları ile büyüleyen mozaik sanat eserlerden aldığı ilhamla, Türkiye Picasso’su olarak bilinen, büyük sanatcı ressam ve heykeltıraş İsmet XBilen, ilk mozaik çalışması olarak Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’ndeki Buğulu Bakışlı “Çingene Kızı” Maenad Mozaiğin benzerini Sultanahmet Vamos Restaurant’da uyguladı.

Maenad Villası'nın yemek odasının dikdörtgen tabanına ait taban mozaiğinin 78x 52 cm ebatlarındaki orijinalini, 130x120 cm ebatlarında, aslına uygun ancak mermer parçalarla yaptığı çalışmayı Restaurant’a gelen yabancı turistlerin beğenise sunarken, Anadolu kültür sanatın muhteşemliğini yansıtıyor.  




Sanat ve dekorasyona göz alıcı bir yaklaşım sunan, süslü tasarımları ve görünüşte gizemli yöntemleriyle, titizlikle düzenlenmiş renkli karolardan yapılmış mozaik yapımını, İsmet XBilen çalışmasında mermer parçalar kullanmış.


Hijyenik ve lezzetli mutfağıyla yoğun turist müşterisi olan, İspanyolca ve Portekizce haydi anlamına gelen, Sultanahmet’deki Vamos isimli restaurant’da İsmet XBilen ile söyleşide bulunduk. 


İsmet XBilen Zeuğma panosu hakkında; “Hayatımda ilk defa bir mozaik işi yaptım. Fakat enteresandır, ilk yapmama rağmen Antep müzesindeki Zeugma eserinden daha kaliteli oldu ve onu geçti. Nedenmidir?” Açıklama getiriyor.  

“Çünkü Antep müzesindeki mozaik çakıl taşlarından yapılmış, ben mermerleri keserek ve yontarak yol aldım. Önüme gelen tüm engelleri hep düşünerek mantık yürümesinde en kaliteli malzemeleri kullandım. Mesela ördüğüm mermer taşların altına çelik ızgara file kullandım. Bu cesaret isteyen bir iş. Çelik kullanırsan mozaik bombe yapabilir. Tüm riskleri göze aldım ve en altına en sağlam Alman mdf'si kullandın tam 11 milimlik; yapıştırıcı olarak fayans ve ağır teknoloji olarak en kaliteli silikon yapıştırıcısını kullandım. Şunu da söylemeliyim baya baya zehirlendim. Zeugma eserini bitirdikten sonra, zemini seramik yapıştırıcısı baya seramik bileşenli kalekim betonu kullandım”




Bu yöntemleri nerden biliyorsunuz, danışmanlıkmı aldınız sorumuza; “Tüm bunları niçin bu kadar iyi başardığımı soruyorsunuz, çünkü profesyonel bir seramiker ve heykeltıraşım. Tüm bu işlerin ve buna benzerlerinin alt yapılarını çok iyi biliyorum. Dünya harikası Antep müzesinde bulunan bu muazzam eseri yaparken baya zorlandım.” Şeklinde eserin zorluğunun altını çiziyor.

İsmet XBilen mozaik taş konusunda dertli “Tarihin en büyük mozaik ülkesinde yaşarken mermer mozaik taşlarını zor elde edebilmek çok üzücü. Anadolu Dünyanın en önde gelen ve birinci derecedeki müzeleri mozaik eserlerine sahip. Dünyada ilk, yine önemli ilk hiristiyan kilise mozaiklerine sahiptir. Bu ülkede bu konuda  bundan daha önemli ne olabilir. Gerçekten mozaik çok zevkli ve sevimli, estetik değerleri çok yüksek bir sanat. Domino taşları gibi, taşları gediğine koyuyursunuz ve doğanın renkleriyle portre yapıyorsunuz. Zeugma mozaikini yaparken Anadolu'da yaşamış olan Romalıların ve tarihi antik halklarının ne kadar zevk sahipleri olduğunu duyumsadım ve bu olayı yaşadım.” Şeklinde duygularınıda dile getiriyor.

Ayrıca XBilen “En önemlisi, Dünyada en büyük medeniyetlerin ilk çıkış noktalarının Anadolu olması. Anadolu bir renkler mozaikidir. Ben böyle bir ülkenin üstünde yaşamaktan o kadar gurur duyuyorum ki; tüm bize mal olmuş, bizim olmuş bu medeniyetlerin daha iyi korunması ve restore edilmesi düşüncesindeyim.”  





Bundan sonra mozaik sanatına devamı sorumuza; “Artık önüm açıldı ve ben bu işi en iyi şekilde başardığıma inanıyorum. Piyasada camdan mozaikler yapılıyor; bunlara birşey demiyorum. Fakat Romalılar o yıllarda renkli cam şişeleri ve camlarda yapıyorlardı. Neden camdan mozaikler yapmadılar? Mozaik mermerden yapılır. İşin aslı olanı ve etik olanı budur. Çakıl taşdan da yapılır. Fakat çakıl taşlardan yapanlar avam kamarasından olanlardı. Romayı idare edenler ve aristokratlar. Zeugma zaten “Çingene kızı” Saray'da değil bir ev zemininde yani orta halli halkın yaşadığı bir yerleşkede bulunmuştur. Çakıl taşlarından yapıldığı halde görülmeye ve takdire şayandır. Anadolu arkaik eserlerin basiti olmaz. Çünkü hepsi Dünya tarihinin ilki ve il çıkış noktasındaki ilk model ve öncüsüdür.”şeklindeki eserin gücünü vurguluyor.


Mozaikler; Küçük cam parçaları, taş veya diğer doğa temelli malzemelerden oluşan sanat türüdür. Karolar veya fragmanlar daha sonra bir yapıştırıcı ve harçla bir arada tutulan desenler, resimler ve diğer dekoratif tasarımlar şeklinde düzenlenir. Teknik içgörü, mozaiğin yaratılmasının ve takdir edilmesinin anahtarıdır ve sanatın teknik yönleri özel bir vurgu gerektirir. Ayrıca, Batı sanatında önemli bir rol oynayan ve diğer kültürlerde ortaya çıkmış olan mozaiğin önemli stilistik, dini ve kültürel yönleri de vardır .

Mozaikler dünyadaki çeşitli kültürlerde popüler bir sanat formu olmuştur. Bilinen en eski mozaikler M.Ö. 3. bin yıllara dayanan bir Mezopotamya tapınağında bulundu . Fildişi, deniz kabuğu ve taşlardan oluşan bu dekoratif, soyut parçalar, binlerce yıl sonra Antik Yunanistan ve Roma İmparatorluğu'nda yapılan mozaiklerin temelini attı. Ancak Mezopotamya'daki mozaik yapımcılarının aksine, Klasik sanatçılar mozaiklerinde resim, desen ve motifler oluşturmayı seçti.

Çingene Kızı Mozaiği; Oryantal mozaiklerde, en meşhurları Zeugma Belkis müzesinde günümüz Türkiye'sinde bulunan Zeugma mozaiğidir .


yilmazparlar@yahoo.com

17 Ağustos 2019 Cumartesi

Prof. Dr. Naci Görür- TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odasında deprem açıklama-Yılmaz parlar

Türkiye Bağımsızlığını Kaybeder

Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nda yaptığı konuşmasında  “Marmara bölgesi Türkiye’nin en büyük sanayi bölgesi ve ekonomik açıdan can damarıdır. Beklenen deprem üretim ve enerji tesislerine zarar vermek suretiyle, Türkiye çapında çok büyük bir ekonomik kriz doğurabilir. “Türkiye ekonomi bağımsızlığını kaybeder.”dedi





Beklenen Marmara depremini çeşitli, faktörlerde değerlendiren Prof. Dr. Naci Görür çncesi, esnasında ve sonrası yapılması gerekenleri sıraladı.


“Büyük bir iş ve üretim kaybına neden olabilen depremin, Aylarca sürebilecek bir üretim kaybı ve gecikmesi. Sarılması mümkün olmayan ekonomi yaralara yol açar. Deprem Öncesi TOBB ve TÜSİAD, MUSİAD  gibi kuruluşlar bu konuyu teşvik etmelidir.


Bu nedenle tüm sanayi tesislerinin depremde olabilecek olası hasarlara karşı önlem almaları gerekir. Konu ile ilgili ulusal ve uluslararası sigorta mekanizmaları da geliştirilebilir.


Deprem Sonrası Kamu ve özel sektörün, ulusal ve uluslararası finans kaynaklarını ve sigorta güvencelerini kullanmak suretiyle, bir an önce ekonominin çarklarının tekrar dönmesini sağlamaları gerekir. Ciddi bir afet ve yıkımdan sonra bunu başarmanın bir hayli zor olacağını da şimdiden hesap etmeleri gerekir”. Şeklinde ekonomik açıdan uyardı.


“Depremin büyüklüğü önemlideğil, sarsıntısız da çöküyoruz’’ ironi sözler zihinlere saplandı.





TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul şube Başkanı Yüksel Örgün Tutay açılış konuşmasında sık sık gündeme getirdikleri marmara Depremin önemine dikkat çekerek öncesi, esnasında ve sonrasında bilinçiz olduğumuzu bir kere daha vurgulayarak tüm hatlarıyla  Prof. Dr. Naci Görür’ün izah edeceğini söyledi.


Prof. Dr. Naci Görür’ün önemli ana başlıkları;

Kentin Depreme Hazırlanması, Bir kenti depreme hazırlamak sadece yapı stokunu yenilemekle olmaz. Kentin tüm bileşenleri olan, yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, çevre ve ekonomiyi depremde güvenli hale getirmek gerekir. 

Halk ve kent yönetimi deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında tam olarak ne yapacağını bilmiyor. Halka kadar inen bir hazırlık ve organizasyon yok.

Barajların depremde nasıl davranacağı tam olarak bilinmiyorken, İstanbul’un su ihtiyacının neredeyse tamamının yüzey suyundan (barajlardan) karşılanıyor olması, buna karşın yeraltı suyu stratejik planın olmaması, İstanbul’u bekleyen en büyük risklerden biridir.

Deprem aynı zamanda en büyük çevre felaketidir. İstanbul’da hâlihazırdaki çevre koşulları da pek iç açıcı değildir.





Prof. Dr. Naci Görür“1999 yılında meydana gelen Gölcük ve Düzce depremlerinden sonra, Marmara Denizi’nin altındaki kabuğun aşırı olarak stres ile yüklendiği ve önümüzdeki 30 ±10 yıl içerisinde kırılarak, Mw 7.4 büyüklüğünde bir deprem üretme olasılığının %62 olduğu bilimsel verilere dayalı olarak söylendi. O günden bu güne 20 sene geçti, zaman daraldı ve biz henüz daha gerçek anlamıyla depreme hazır değiliz.” Sözleriyle başladı.


Özetle ;Yapı stokunun çoğu yeterli mühendislik hizmeti almamış, depreme karşı güvensiz binalardan oluşmakta.  Çarpık kentleşme halen daha etkin.


Depreme hazırlık adına “Kentsel Dönüşüm” projesi başlatıldı ve birçok semtte binalar yapıldı ama, bu proje de tam anlamıyla deprem odaklı olmadı ve uygulamada rant kaygısı çok daha öne çıktı.


Proje depremde en fazla yıkım olabilecek yerlerde başlatılmak yerine, gayrimenkulün en fazla para ettiği semtlerde yürütüldü. Çünkü kentsel dönüşüm projelerinin plan, gözetim ve denetiminin arkasında devlet değil müteahhitler vardı. Hal böyle olunca da, doğal olarak, rant ağır bastı.


Binalar yeterli mühendislik hizmetleri olmaksızın inşaa edildiğinden, deprem olmaksızın da İstanbul’da bina yıkılmaları, çökmeleri (Kağıthane, Sancaktepe, Beyoğlu, Esenyurt vb.) meydana gelmeye başladı. Bu uyarıcı olaylar göz ardı edilmekte.

Nüfusu 16 milyona dayanmış, trafiği içinden çıkılmaz hale gelmiştir. İstanbul’un ormanları kısmen tahrip olmuş, dereleri kirlenmiş ve üzerleri kapatılmıştır.

Kanalizasyon ve atık su sistemleri yeterli ve uygun olmadığı için, şiddetli yağmurlarda taşkın, sel ve buna bağlı kayma ve göçmeler olmaktadır.

Deniz kirliliği fazladır; özellikle Marmara Denizi can çekişmektedir.” Şeklinde acı tabloyu gizler önüne serdi.




Yönetimin, Deprem Öncesinde sismik tehlike, sarsıntı, risk ve olasılık haritaları ile senaryoların hazırlanması., afet yönetimi için gerekli tüm hazırlık ve organizasyonların yapılması,  Risk yönetimi için gerekli tüm işlemlerin yapılması gerekir dedi. 

Deprem Sonrasında, Depremzede operasyonları  hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığını vurguladı.

Halk, Altyapı, Yapı Stoku, Çevre gibi konularda öncesi esnasında sonrasında yapılması gerekenleri söyledi.


Ayrıca,TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul şube sekreteri Neşe Değirmenci’den yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi aldık. Herkesin bu konularda bilgi alacağı seminerler düzenlediklerini söyledi.


yilmazparlar@yahoo.com


10 Ağustos 2019 Cumartesi

İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Ağustos Ayı 9. Dönem 17. Meclis Toplantısı-Yılmaz parlar

Turizm Teşvik Kanunu Yükü

İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran Ağustos ayı meclis toplantısında Turizm Teşvik Kanunu adı altında bir kanun yasallaştığını, marinacı üyelerin üzerine binen bu yükün, kaldırılabilir, taşınabilir bir yük olmadığını söyledi.

İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Ağustos Ayı 9. Dönem 17. Meclis Toplantısı, 08 Ağustor 2019 perşembe günü  DTO Genel Merkez Binası’nda gerçekleşti.




İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır Ağustos ayının öneminden söz etdi. “Ağustos ayı Türk Tarihi’nde ‘Zaferler Ayı’ olarak anılır. Bu ayda kazanılmış 26 Ağustos 1071 Malazgirt’ten 30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz Zaferi kazanılana kadar toplam 16 büyük var."  sözleriyle minnetini ifade etdi.


 Çakır, “Ayrıca 26 Ağustos 1982’de Deniz Ticaret Odamızın kuruluş günü. 37 yıl önce bu günde kurulmuş. 744 üye ile. Ben genel sekreterimizden rica edeceğim. Merakta ediyorum. 744 üyeden bugün üyeliği devam eden kaç kişi var? Arşivden araştırırsanız. Üyelerimizle paylaşmamızda fayda var. Bugün üye sayımız 10 binlere yaklaştı. Aşağı yukarı 12-12 kat büyüdük.  1982’deki 744 firmanın oluşturduğu ciro şu an bir veya birkaç firmamız tarafından elde edilmektedir." dedi 





Gündem okundukdan sonra  Haziran ayı zabıtları ve mizanı açıklandı. Mizan oy birliği ile kabul edildi.


Misafir konuşmacıTürkiye Kredi Garanti Fonu Genel Müdür Yardımcısı Caner Teberoğlu Kredi Garanti Fonu hakkında ve Eximbank Pazarlama Daire Başkanı Pervin Curaoğlu, Eximbank’ın kredileri konusunda bir sunum gerçekleştirdiler. Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Turhan Menteş, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu hakkında bilgileri paylaştı.


İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, “Deniz İş Kanunu ile ilgili yaptığımız çalıştay önemli bir çalıştaydı. Ne açıdan? Videoda da söyledim. Yüksek yargı çok ciddi bir şekilde ilgi ve katılım gösterdi. O katılımda birebir özellikle 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nda yaşadığımız sıkıntıları, karşılaştığımız yorum farklarını ve bunun neticesinde karşılaşılan sektörümüzdeki sektörümüzün karşılaştığı ciddi tazminat taleplerini, maddi kayıpları dile getirme fırsatımız oldu. Ben, o günden beri en azından yüksek yargının bu anlamda konuya çok daha ehemmiyet verdiği fikrindeyim. Bunu sizile paylaşmak istedim. Bu özellikle iş veren kesiminde deniz taşımacılığı olsun, tersanecilerimiz olsun veya yan sanayimiz olsun, en büyük yaşadığı sıkıntılı konulardan bir tanesi.  O anlamda karşılaştığı hukuki süreçler ve insanları işverenlere ciddi anlamda “Artık yeter, dükkanı kapatıp gidecem” der hale getirmiş durumda. Bunu açık seçik net olarak ilettik, iletmeye çalıştık” dedi.


Kıran, bir grup Türk Armatörler Birliği ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etdiklerini, "  Küçülmekte olan Türk deniz ticaret filomuzun, Türk sahipli filomuzun bu erimenin önüne geçmeyi planladığımızı, bu yönde yapmak istediğimiz çalışmayı aktardık. Kendisinden destek talebinde bulunduk” açıklamalarında bulundu.

Başkan Kıran, “Deniz Taşımacılığı Çalışma Grubu adında bir komisyon kurduk. Bu komisyon süratle 1 hafta içerisinde 3 veya 4 toplantı yaparak bu konudaki sıkıntıları toparladı. Hükümetimizden talep edilebilecek bir şekilde bir taslak haline getirmek üzere. Bu taslağı ilk fırsatta Meclis (TBMM) açılır açılmaz gündeme getirip yaşadığımız bu sıkıntıya bir çözüm üretme amacındayız” dedi




Sahil Güvenlik ziyareti ile bilgilendirdi. Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanı ve ekibinin iyi niyetli yaklaşımı içinde, ne yapılmaması gerektiği konusunda bir yol haritası çizmeye başladıklarını aktardı.


ABD’nin İran’a uyguladığı ambargo sonrası   “Bu ay içerisinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Büyükelçiliği’nden bir ziyaretçimiz daha oldu. Mayıs ayı başında Amerika’dan gelen misafirlerin ardından bu sefer Büyükelçilik ve İstanbul Başkosolosluğu’ndan iki misafirimiz vardı. Ziyaret amaçları,   ABD’nin tutumunu, durumunu bizlere aktarmak hem de sektörümüzdeki yansımalarını öğrenmek, anlamak maksatlı bir toplantıydı. Bütün üyelerimize açık ve net söyleyebilirim ki, İran yaptırımları ve hatta çok yakın bir tarihte Venezüla’nın da bu kapsama girdiğini beyan ettiler. Takipçisi olacaklarını, bu bağlamda yaptırımların neticelerini, kendi söylemleriyle, ABD, İran ile hiçbir şartlar altında çalışma yapılmasını istemiyor. Tercih olarak bunu ortaya koyuyor."


Turizmi Teşvik Kanunu ile ilgili sıkıntıları dile getiren Kıran, “ Turizm Teşvik Kanunu adı altında bir kanun yasalaştı. Tasarı geldi. Birkaç gün içerisinde, belki 1 hafta içerisinde yasallaştı ve bununla birlikte deniz turizmiyle uğraşan sektör mensuplarımızın var olan yüklerinin üzerine bir yük daha eklendi. Bu bağlamda son dakikada bizim müdahil olmamızın neticesinde yük yüzde 1 iken binde 75’e çekildi. Ama binde 75 dahi özellikle marinacı üyelerimiz üzerindeki yük, kaldırılabilir, taşınabilir bir yük değil. Çünkü batmış olan bir sektöre, marinacılık sektörün cirosundan binde 7,5 demek  karından yüzde 10 demektir. Kurumlar vergisi yüzde 22 alırken yüzde 32 kurumlar vergisine çevirmiş oluyorsun. Bununla ilgili bizim mücadelemiz her platformda sürecek. Gündeme getirmeye devam edeceğiz. Marinalardan alınan 4’üncü bedel. Yani deniz kirası, kara kirası, oradaki dükkanların satışlarından alınan kiralar, bunun üzerine bu hakikaten taşınabilir, kabul edilebilir bir durum değil” sözleriyle ağır bedelin altını çizdi.


Tamer Kıran, “Geçtiğimiz ay Piri Reis Üniversitesi’nde Mütevelli Heyet Toplantısı yaptık. O toplantıda görev süreleri dolan 5 Mütevelli Heyet Üyemiz, 22 Temmuz tarihi itibariyle görev süreleri doluyordu, o tarih itibariyle görevlerine devam etmeyeceklerini, görev süresi devam etmekte olan 3 Mütevelli Heye Üyemiz de o şekilde takdir ettikleri için öyle olacağını düşündüklerini söyleyerek istifa ederek görevden ayrıldılar. Metin Kalkavan’ın Başkanlığı’nda yaptığımız son toplantıda Mütevelli Heyet, beni önümüzdeki 4 yıl için Piri Reis Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı’na seçti.  8 arkadaşımızı Piri Reis Üniversitesi Mütevelli Heyeti’ne atanmak üzere YÖK’e bildirdik. Herhangi bir sıkıntı beklemiyoruz." dedi.


İMEAK DTO’nun İzmir Şubesi binası hakkında  “Geçen ay sizlerden yetki almıştık. İzmir binamızın satışı ile ilgili olarak. Grekli çalışmaları yaptıktan sonra 2.2 milyon TL bedelle o 2 dairemizi satmayı, kendimizin yeri olan kendi yapacağımız inşaatın bitimine kadar da aylık 10 bin TL kira ile o inşaat bitene kadar oturmak üzere anlaştık. İşlemleri önümüzdeki hafta yaparız. Bunu da bilgi olarak size vermek istedim” şeklinde bilgi verdi.


 Çevre cezaları konusunda  , “Çevre cezaları kanayan bir yaramız.  Çok yakın bir örnek. 550 bin dolar bir fatura kesilecek bir gemiye, yani adam geldi, işi yaptı, 550 bin dolarlık fatura ödeyip gidecek. 450 bin dolar çevre cezası kesildi. O armatör de bir daha Türkiye’ye gemi tamiri getirmemek üzere buradan ayrılıyor. ”  cezanın yüküne vurgu yaptı. Ağustoa ayının Bayramlarıyla ilgili kutlama sözleriyle konuşmasını noktaladı.


yilmazparlar@yahoo.com


İTO Agustos 2019-meclis toplantısı-Yılmaz Parlar

Türkiye Ekonomisinin İki Şansı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç İTO’nun Agustos ayı meclis toplantısında; Türkiye ekonomisinin iki şansı olduğunu söyledi. “Küresel ekonomide gelişmeler, Türkiye ekonomisinin toparlanmasını olumlu etkileyecek.”


İTO’nun Agustos ayı meclis toplantısı 08 Ağustos 2019 Perşembe günü İTO Meclis salonunda gerçekleşti.




İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis Başkanı Öztürk Oran, Ekonomi hakkında bazı rakamsal bilgileri hatırlatdı. Tüketici enflasyonu ikinci çeyrekte 3,99 puan azalarak yüzde 15,72’ye gerilediğini, ihracat rakamları ile bilgiler verdi. Merkez bankasının faiz düşürümü, politika faizini 425 baz puan düşürerek yüzde 24'ten yüzde 19,75'e indirmesiyle ile ilgili piyasalarda olumlu etki yaratdığını, ekonomide dengeler sağlandığını vurguladı.


Gündem maddelerin okunmasından sonra, İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’i konuşmasını yapmak üzere davet etdi. 


İTO Yönetim Kurul Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), faiz indirim, ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz indirimi, Türkiye ekonomisinin iki şansı, Konut kredisinde faiz indirimi, Ağustos ayı Türklük için idrak edeceğimiz Bayram  Kutlamaları için Zaferler ayı, İTO Başkan Yardımcısı Dursun Topçu'nun görevinden istifa  etdiği, gibi ana başlıklı konular hakkında konuşma yaptı.


Ayrıca Grup No 19 Mali Müşavirlik Hacı Demir, Grup No 62 Nedim Yusuf Baş, Grup No 17 Restaurant yiyecek hizmetleri Mahmut Özcan, Grup No 18 Hazır Giyim ve Konfeksiyon Hikmet Tanrıverdi, Grup No 56 Demir dişi metaller Ali Balkaner,  Grup No 44 Alt yapı inşaat Fuat Kulaçoğlu, Grup No 36 Örme Kumaş Çorap Trikotaj Mustafa Balkuv, Grup No 32 Basım Yayın Erhan Erken, Grup No 53 Motorlu Taşıt ve Servisi Hayrttin Ertmel, Grup No 43 tekstil Terbiye Hüseyin Karasu, Komitelerin sorunları hakkında konuşma yaptılar.





İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç. ABD Merkez Bankası'nın (FED) geçen hafta beklentiler doğrultusunda 11 yılın ardından ilk kez indirime giderek faizi 25 baz puan düşürme kararı aldığını söyledi. "FED Başkanı Jerome Powell, 'Bu uzun süreli faiz indirimlerinin başlangıcı anlamına gelmiyor.' diyerek, soru işaretlerini artırdı. ABD Başkanı Trump'ın ABD ile Çin arasında üç aylık aranın ardından ticaret müzakerelerinin yeniden başladığı sırada bir kez daha ek vergi silahını çekti. FED'in faiz indirimi sonrasında gelen bu açıklamayla uluslararası piyasalarda petrol fiyatları gerilerken, altın fiyatlarında sıçrama yaşandı.” dedi


Avdagiç, Avrupa ekonomilerinde hakkında durgunluğun derinleştiğini, açıklanan son verilere göre, Avrupa ekonomilerinde enflasyon ile birlikte büyümenin düşüş eğiliminde olduğunu, uzmanların, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirerek, ekonomiyi canlandırmaya yönelik adımlar atmayı öne çekeceği görüşünde olduğunu ifade etdi. “Brexit’in getirdiği belirsizlikler ve ABD-Çin arasındaki ticaret gerginliği, Euro Bölgesi’nde yakın dönem için beklentileri olumsuz etkiliyor." Şeklinde görüş bildirdi.


Avdagiç,Türkiye ekonomisinin iki şansı olduğunu söyledi. "Bir yandan küresel piyasalarda finansal koşullar iyileşiyor. Diğer yandan geçen hafta faiz oranları düşürüldü. Bu iki unsurun, 4. çeyrek büyümesini olumlu yönde etkileyeceğini söyleyebiliriz. Bir başka ifadeyle, küresel ekonomide yeni bir genişlemeci dalga ihtimali, Türkiye ekonomisinin toparlanmasına olumlu etkide bulunacaktır. " açıklamalarda bulundu.


Endeksler hakkında “Temmuzda tüketici fiyatları endeksinin (TÜFE) yüzde 1,36 altında artdı. Yurt içi üretici fiyatlarının ise yüzde 0,99 geriledi.”dedi


Faiz indirimiyle ilgili olumlu gelişmelerin yaşandığını dile getiren Avdagiç, "Merkez, 425 baz puanlık faiz indirimi ile hem yatırım maliyetlerini geriye çekti, hem de mevduat faizini girişimciye rakip olmaktan bir ölçüde uzaklaştırdı. Faizde indirim umut verici, ancak altını çiziyorum tek seferle kalmamalı. Bir trendin başlangıcı olmalı. Faizin yüksek kaldığı her gün Türkiye’nin yatırım potansiyelinden çalınmaktadır." Sözleriyle öneminin altını çizdi.


TCMB’nin hamlesinin ardından Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank geçen hafta konut kredisi faiz oranlarında indirime gittiğini ikinci el dahil tüm konutlar için aylık 0,99'dan başlayan oranlarla kredi kullanma imkanı sunduklarını, indirimi önemsediklerini belirtdi.


Avdağiç “Sadece konut sektörünü değil, zincirleme bir şekilde 200'e yakın sektörümüzü de canlandıracaktır. Bu konuya halkımız da olumlu tepki vermiştir. Faiz indiriminin ertesinde yapılan 13 bin konut kredisi müracaatı, toplam 2,1 milyar liralık bir hacme ulaşmıştır. Biz, üç kamu bankasıyla başlayan indirim sürecinin diğer özel bankalarımızla sürmesini diliyoruz." Dedi


yilmazparlar@yahoo.com

9 Ağustos 2019 Cuma

DEİK ile Ukrayna Ticaret ve Sanayi Odası arasında iş birliği anlaşması-Yılmaz parlar


Rota Serbest Ticaret. DEİK ile Ukrayna Ticaret ve Sanayi Odası arasında iş birliği anlaşması imzalandı.

Türkiye-Ukrayna Ekonomik ilişkilerinde yeni dönem sayfasında serbest ticaret yer alıyor. Ukrayna ve Türkiye arasında serbest ticaret bölgesi üzerinde bir anlaşma imzalanırsa yılda 10 milyar dolar ciroya ulaşabilmesi, karşılıklı ticaret hacmini cari seviyenin neredeyse üç katı artırabilirliği hedefleniyor..
Ukrayna'nın kilit stratejik ortaklarından biri olan Türkiye ile yapılması planlanan anlaşma etkileyici bir model olarak bakılırken elbetde iki ülkede pozitif cari denge düşüncesinde   


Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ev sahipliğinde 8 Ağustos 2019 Perşembe günü Conrad İstanbul Boshorus Hotelde Türkiye-Ukrayna İş Forumu gerçekleştirildi.


İki ülkeden yaklaşık 250 iş insanın katıldğı forumda; Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenskyy, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, DEİK Başkanı Nail Olpak, Ukrayna Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Gennadiy Çijikov ve DEİK-Türkiye-Ukrayna İş Konseyi Başkanı Rasim Bekmezci sıcak ekonomik mesajlar verdiler.


Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenskyy, Türk iş adamlarının  yatırımlarını koruyacağını söyledi.


Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenskyy, T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 07 Ağustos günü görüştüklerini, ikili ticaret hacmini iki katına çıkartacaklarını, ticaret hacmi hedefinin 10 milyar dolar olarak belirlediklerini söyledi.

Bu hedefin iddialı bir hedef olduğunu ve bu hedefe nasıl ulaşılacağı konusunda verdiği bilgiye göre Zelenskyy, "Önerim şu; siz yatırım yapın ben de sizin yatırımlarınızı koruyacağım" dedi. Son 28 yılın Ukrayna için başarılı olmadığını; ancak söz konusu değişikleri uygulamak için bütün imkanlarının olduğunu, 5 yıl içerisinde Ukrayna'nın büyüme oranın yüzde 5, yüzde 7 civarında olacağını, Türkiye’yi kendileriyle birlikte büyümeye davet etdi.

Alt yapı sektörüne 20 milyar dolar yatırım yapmayı planladıklarını, savunma sanayi sektöründe değişiklik olacağını, kamu-özel sektör iş birliği projeleri gerçekleştireceklerini, sermaye, teknoloji ve tecrübelerle Ukrayna'ya geliniz dedi.

Zelenskyy “40 milyar dolarlık bir pazar oluşturacağız. Bu konuda kamu-özel ortaklığını değerlendiriyoruz. Biz gerçekten birlikte çalışmak istiyoruz. İş dünyasında rakiplerimizi değil iş ortaklarımızı görmek istiyoruz" dedi.
Teknoloji açısından Ukrayna'nın çok güçlü olduğunu aktaran Zelenskyy: "Özellikle enerji pazarında özgür rekabeti öngören şartları oluşturacağız. Gümrük, vergi ve sınır serbestliğinde ilgili değişimlere başladık. Siz yatırım yapın ben sizi koruyacağım." Açıklamalarında bulundu.



T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkler ve Ukraynalıların medeniyetlerin beşiği olmuş Karadeniz'de her zaman kalıcı imzalar atmış iki millet olduğunu, her iki ülkenin sahip olduğu potansiyellerle birbirini tamamladığını ifade etdi. Pekcan "Önümüzdeki dönemde de ülkelerimiz arasındaki bu potansiyeli artırarak, realize edilmesini biz devletler olarak destekliyoruz. Size iş dünyasının önünü açacağız. Cumhurbaşkanımızın hedef gösterdiği üzere dış ticaret hacmimizi 10 milyar dolara yükseltmek ilk çıtamız. Türk inşaat firmaları bugüne kadar Ukrayna'da 5,9 milyar dolarlık proje gerçekleştirmiştir.” Dedi.

Teknolojinin ve dünya ekonomisinin içinden geçtiği dönüşüme işaret eden Pekcan, 10 yıl sonra bambaşka ekonomilerin ortaya çıkacağını söyledi.
Pekcan, küresel ticaretteki korumacılığın had safhaya ulaştığını anımsatarak, 2019'un aralık ayında anlaşmazlıkların çözülememesi halinde daha büyük problemlerin ortaya çıkabileceğine işaret etti.


Dünyada ticaret savaşlarının kızıştığı bir dönemde Doğu Avrupa'nın en dinamik ve potansiyeli yüksek iki ülkesi olan Türkiye ve Ukrayna'nın ekonomilerini büyüteceğini anlatan Pekcan, "Türkiye ve Ukrayna arasındaki ticaret hacmi 4,1 milyar dolar ve hedefimiz bunu 10 milyar dolara çıkarmak. Ancak bu şu anda Türkiye aleyhinde seyrediyor. Hala 1,2 milyar dolar ticaret açığı veriyoruz. Bu rakamlar iki ülkenin potansiyelini yansıtmamakta. Bizim amacımız bu rakamı daha fazla artırarak, önce 10 milyar dolar, sonra da 20 milyar dolar hedefine dengeli bir ticaret altyapısıyla ulaştırmak.


Bunun için de bütün dünyada olduğu gibi ikili ticaret anlaşmaları artık önem arz etmekte. Bizim Ukrayna ile görüşmelerimiz var. 2011 yılındaki beklentiler artık değişti. Dünya o kadar hızlı değişiyor ki günümüz koşullarına göre, iki ülkenin de önceliklerini dikkate alarak, sektörlerini dikkate alarak, Cumhurbaşkanımızın da talimatları doğrultusunda en kısa zamanda bu anlaşmanın imzalanmasını gerçekleştireceğiz. Amacımız iki ülkenin de yararına bir anlaşma yapmak, kazan-kazan ilkesine uygun ve dengeli bir şekilde dış ticaret hacmimizi artırmak." Şeklinde ifade etdi.


Pekcan, karşılıklı yatırımların artırılması için çalışmalara başladıklarını, yatırımların karşılıklı korunması ve teşviki anlaşmalarını güncellediklerini söyledi.

Pek çok anlaşmanın yapılması, yenilenmesi ve geliştirilmesi konusunda çalışmalar yapıldığını anlatan Pekcan, "Tüm bu anlaşmalar vesile, işi yapacak olan siz iş insanlarısınız. Biz devletler olarak bugün buradayız. Biz iki iş dünyasının önündeki engelleri kaldırmaya hazırız. Bu ticaret hacmini artıracak, yatırımları karşılıklı olarak artıracak olan sizlersiniz." değerlendirmesini yaptı.

Türk inşaat ve müteahhitlik sektörünün dünyadaki başarılarını hatırlatan Pekcan, Türkiye'nin bu alanda Çin'den sonra dünyanın ikinci önemli oyuncusu olduğunu söyledi.

 Pekcan, “Ukrayna yeni bir yatırım atağına giriyor. Altyapı yatırımları özellikle Türk firmalarının Ukrayna'nın büyümesinde, gelişmesinde, refah düzeyinin artmasında katkı sağlamasından  memnuniyet duyacak ve destekleyeceğiz.  Aynı zamanda diyalog kanallarını açık tutacağız. Bu sayede iş dünyasının karşılaştığı sorunların çözümünde de aktif rol oynayacağız. Gerek  Türkiye'de gerek Ukrayna'da yaptığımız iş forumları, çalıştaylar bunlara vesile olacak, iki iş dünyasını bir araya getirecek" dedi
Pekcan, Ticaret Bakanlığının dış ticareti geliştirmek için gümrüklerde modernizasyon ve e-ihracat gibi alanlarda önemli çalışmalar yaptığını hatırlatarak, Türkiye ile dış ticaretin büyük kolaylıklar sunduğunu söyledi.

Ticaret Bakanlığı olarak Ukrayna ile gümrük sistemlerinin basitleştirilmesi ve şeffaflaştırılması konusunda iş birliği yapabileceklerin işaret eden Ruhsar Pekcan, pek çok alanda iş birliğine hazır olduklarını kaydetti.


DEİK Başkanı Nail Olpak amaçlarının ekonomik ilişkileri güçlendirmek ve karşılıklı yatırımları artırmak olduğunu belirtdi.


Olpak Henüz istenilen seviyeye ulaşmamış olan dış ticareti geliştirmeye çalışırken, üçüncü ülkelerde ortak projeleri geliştirmenin de önemli olduğunu söyledi. Ukrayna'nın Türkiye'ye tarım, sanayi, inşaat sektörleri ve ayrıca deneyim sahibi olduğu PPP alanında, ciddi ihracat potansiyeli sunduğuna dikkat çeken Olpak, "Geçen yıl 1,5 milyar dolar ihracat yaptığımız Ukrayna'dan, 2,6 milyar dolarlık ithalat yaptık. Amacımız, karşılıklı ticaretimizi dengeli bir şekilde 10 milyar dolara taşımak" dedi.






Türkiye ve Ukrayna arasında daha fazla iş yapılması için Ukrayna tarafından beklenen ve Türkiye'nin önünü açacak konulara değinen Olpak, "Ülkelerimiz arasında 2011 yılında başlayan ve günümüz şartlarında güncellenmesi gereken Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalanması sürecinde büyük yol alınmış olmasına rağmen, müzakereler henüz sonuçlanmadı. En kısa zamanda her iki tarafın da menfaatine olacak şekilde tamamlanmasını diliyoruz. İki ülke arasında vize uygulamasının karşılıklı olarak kaldırılmış olması önemli, teşekkür ediyoruz. Buna ek olarak, Ukrayna'daki Türk iş insanlarına çalışma ve oturma izinlerinin verilmesinde sıkıntıların yaşanabildiği dile getiriliyor. Bu konunun da düzene girmesi, Türkiye'den kalifiye eleman getirme ihtiyacı olan firmalarımız açısından önemlidir" açıklamasını yaptı.


Olpak ayrıca, gümrük işlemlerinin hızlandırılması, prosedür karmaşıklığının giderilmesi, yatırımcılar için teşviklerin artırılması, ekonomik mevzuatta yapılan değişikliklerin daha hızlı ve yaygın şekilde duyurulması, serbest bölge işletmeciliği konusunda Türk girişimcilerimize açılım sağlanması, mevzuat ve yasal düzenlemelerde yeniliklerin yapılması ve reform çalışmalarının hızlandırılması konularının Ukrayna'da iş yapan Türk şirketlerinin sıklıkla dile getirdikleri talepler olduğunu söyledi.


Ukrayna Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Gennadiy Çijikov, Türkiye'nin uzun yıllardır Ukrayna'nın en önemli ticaret ve ekonomi ortaklarından biri olduğunu söyledi. Ukrayna'da yüksek teknoloji alanlarında yatırım yapılabileceğini belirten Çijikov, "Makine üreticiliği, uçak üreticiliği, savunma sanayi, teknoloji alanlarını özellikle vurgulamak istiyoruz. Bizim ülkelerimiz arasında Serbest Ticaret Anlaşması yapılması önemli. Bölgeler arası ilişkiler de çok önemli. Ülkemizin çeşitli bölgelerinde enerji, yol, altyapı, tarım alanlarında iş birliği potansiyeli büyük. Biz üçüncü ülkelerde çalışmaya önem veriyoruz. Özellikle İran, Afganistan ve başka komşu ülkelerin çoğunda faaliyet gösterebiliriz. Türk ortaklarımızın deneyimini, devlet ve özel sektör arasındaki iş birliğini öğrenebiliriz. Yeni havalimanı bu konuda güzel bir örnek. İki ülke ilişkilerimize önem veriyoruz. Bugün burada iş birliğimizin imzalanması bu ilişkilerimize büyük katkı sunacaktır. Önümüzde büyük işler var" şeklinde konuştu.


DEİK-Türkiye-Ukrayna İş Konseyi Başkanı Rasim Bekmezci, "Ukrayna ile iş birliklerimizi her alanda geliştirmeye kararlıyız. İş Konseyimiz bu süreçte her zaman aktif rol üstlenmeye hazır" dedi. Hali hazırda çeşitli yollar ile Ukrayna'ya gelmiş 3 milyar dolar Türk yatırımının mevcut olduğunu kaydeden Bekmezci, "Ukrayna sınırları dahilinde 3'üncü en büyük yatırımcı ülke konumundayız. Günümüzde Ukrayna'da 600'den fazla kayıtlı Türk sermayeli şirket faaliyet gösteriyor. Türk inşaat firmalarımız Ukrayna'da 5 milyar dolar değerinde 200'ün üzerinde proje tamamladı" ifadelerini kullandı.


Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) en kısa zamanda imzalanması gerektiğini vurgulayan Bekmezci, "STA imzalanır ise karşılıklı ortak yatırımlarımız artacak, kayıt dışı ihracat ve ithalat azalacağından haksız rekabet ortadan kalkacak, sonuç olarak devletlerimizin kasasına vergi olarak dönecektir. Ayrıca, Ukrayna'da, içerisinde bürokratik engellerin minimuma indirgendiği, tüm enerji ve telekomünikasyon alt yapısının hazır olduğu, yatırım ve ticaret kurallarının kesin çizgiler ile belirlendiği Türk-Ukrayna OSB'si hayata geçirilmesini öneriyoruz" dedi.


Forumun açılış konuşmalarının ardından, DEİK ile Ukrayna Ticaret ve Sanayi Odası arasında iş birliği anlaşması,DEİK Başkanı Nail Olpak ve Ukrayna Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Gennadiy Çijikov tarafından imzalandı. Sonrasında B2B görüşmeler gerçekleşti.


Ukrayna Türkiye'ye çoğunlukla metaller, tohumlar, hububat, odun, yağ ve cevher tedarik ediyorlar. Türkiye Ukrayna’ya araçlar, plastikler, yüksek marjlı seyahat hizmetleri ihraç ediyor.


Ukrayna'dan Türkiye'ye yapılan başlıca ihracat ürünleri arasında demir metalleri (% 42.4), yağlı tohumlar ve tohumlar (11.9), mahsuller (9.4), odun ve ağaç ürünleri (5.5), yağlar ve yağlar oldu. hayvansal veya bitkisel kökenli (4.2), cevher, cüruf ve kül (% 3,8). Aynı zamanda, Türkiye’den Ukrayna’ya demir yolu (% 11.2), kazan ve otomobil (10.6), yemeklik meyve ve kuruyemiş (9.8), yağ bitkilerinin tohum ve meyveleri (6.7) hariç ), plastikler ve polimerik malzemeler , demir metaller  ve sebzeler (% 2.7). şeklinde özetlenebilir.


yilmazparlar@yahoo.com

7 Ağustos 2019 Çarşamba

Turkish Coffee Lady (Türk Kahvesi Kızı) Gizem Şalcıgil White-Yılmaz parlar

Heykeli Dikilecek Kadınlarımız

Elbetde çok sayıda Türkiye’de konumlarına göre heykeli dikilecek kadınlarımız var. Ben son birinden söz edeceğim.


Gelişmekte olan ülkeler için, bir ürün markasıyla olan pozitif bir ilişki, kamu diplomasisinde ve ulusal itibarda rol oynayabildiği gibi, bir ulusun imajını, yumuşak bir güç biçimi olan uluslararası arenadaki duruşunu yansıtan unsur olarak pay nisbetinde rol üstlenir.





Markanın menşe ülkesi bilindikten sonra pozitif ülke imajı artar. 


Türk kahvesi kamyonuyla dünyayı şehir şehir dolaşan, Türk lokumunu, kahvesini dünyaya tanıtan, Turkish Coffee Lady (Türk Kahvesi Kızı) Gizem Şalcıgil White, marka imajı oluşturma çabalarından ziyadesi aysbergin görünmeyen kısmı olan Türk dostluğunu, Türk sohbetliğini, Türk kültürünü dünyaya tanıtma misyonu üstlenmesidir.


Mehmet Efendi’nin desteği ile 2012 yılında başlattığı kar amacı gütmeyen ‘Gezici Türk Kahvesi Evi (Turkish Coffee Truck) ile Amerika’ya ve diğer ülkelere seyahat gerçekleştiren, adeta kahve elçiliği yapan Gizem Şalcıgil White, Amerika’da günde 400 milyon bardak kahve tüketildiği halde, Türklerin tüm dünyaya kahve kültürünü yaydığı bilinmediğini söyledi.  





2019 Eylül ayında Amerika’nın başlıca şehirleri olan New York City, Washington DC, McLean ve komşu eyaletlerde kültürel geziler planlayan Gizem Şalcıgil White, Rixos Pera Hotelde düzenlenen resepsiyonda ekibini ve yapacakları kültürel tur hakkındaki bilgileri paylaştı.


Dünyanın ilk kahve pişirme yöntemi olan Türk kahvesinin bilinirliğinin arttırılması ve kahve sohbetleri ile toplumlararası kültürel diyaloglar kurulması için tasarlanan “Gezici Türk Kahvesi Evi (Turkish Coffee Truck)” projesi Türkiye’nin Ödeme Yöntemi TROY ve Kurukahveci Mehmet Efendi ana sponsorluğunda, Amerikalılara kahve ziyafeti yaşatacak. “500 Yıldır Dostluğun Tadı” mesajıyla binlerce ziyaretçiye turne boyunca Türk kahvesi ikram edilecek. 




Bize göre Guinness rekorlara ismini yazdıracak, imza atacak isim  “Microangelo” olarak tanınan ve minyatür çizimleriyle yeni bir sanat dili yaratan Minyatür sanatcısı Hasan Kale’nin kahve fincan içine kahve boya ile yaptığı İstanbul köşesinden resim dahası kahve çekirdeği üzerine yaptığı ancak mercekle görülebilen minyatür İstanbul resmi gibi yapacağı sanatsal eserleri turda sergilenecek. 


Sanatcı Hasan Kale ile yaptığımız söyleşide iğne başına ve kıla minyatür yaptığını söyledi.


Ödüllü yazar ve gastronomi uzmanı Cenk Girginol ile Nişantaşı Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Doç. Dr. Göknur Akçadağ, Türk kahvesinin tarihine ilişkin sunumlar gerçekleştirerek üniversiteler ve yerel müzelerde Amerikalı kanaat önderlerine ve toplum üyelerine eğitici seminerler verecek. 


Ayrıca, gastronomi ödüllerinin dünyada oskarı sayılan Gourmand World Cookbook Awards tarafından 2017 “Best in the World” ödülü başta olmak üzere uluslararası ödüllere sahip Cenk R. Girginol’un yazdığı “Kahve-Topraktan Fincana” kitabının İngilizce versiyonu da turne boyunca imza günleri eşliğinde Türk kahvesi kültürünü Amerikalı kahve severler ile tanıştıracak.




Eylül’de geleneksel Vaşington Türk Festivali’ne katılacak olan  “500 Yıldır Dostluğun Tadı” mesajıyla gezici araç, dünya turunun ilk ayağını New York City’deki “Influencer Zirvesi"ne katılarak sona erdirecek. 


Ekonominin temeli olan markalaşma olgusu bir zorunlulukdur. Hedef markalaşma turizm paydaş sisteminde rolü çok büyükdür. Hiyerarşik bileşenler, aslında hedef markalama sürecinin sadece bir parçasıdır. Sadece tüketiciyle değil, tüm paydaş gruplarıyla ilişkiler yoluyla değeri belirler. 


Marka hedefi sadece bir ürün değil, bir üründen elde edilebilecek bir memnuniyet duygusuda değildir. Değerlerle ilgili deneyimlerinin toplamıdır, Bir ürünün anlamını transfer eden bu çalışma, ülkemizin hakkındaki algılar ile ülkemizin itibarı ve imajı etkiliyeceği gibi ülkemizi ziyarete davet açan çığ gibi büyüyen potansiyele fayda sağlıyacakdır. 


Dolayısıyla kamu diplomasisi sürecinde misyon üstlenen aktörler ekibini oluşturan proje mimarı Turkish Coffee Lady (Türk Kahvesi Kızı) Gizem Şalcıgil White, heykeli dikilecek kadınlarımızdan biridir.





Resepsiyonda göze çarpan yine bir başka kadınımız, Fransa Paris’de La maison Ottamane firma sahibi iş kadını ve kültür elçimiz Çiğdem Naillat Gerant ürünleriyle resepsiyonda stand köşesi oluşturdu. 


Kendisiyle yaptığımız söyleşide firması hakkında “ La Maison Ottomane’nın 1997 tarihinde Paris de kurulduğunu, Louvre Müzesi başta olmak üzere müze mağazalarına, Iznik reprodüksiyonları temin etdiğini, tasarımlarıyla uluslararasi fuarlara katıldığını, dünyanın bir çok ülkesinde Osmanlı sanatı ürünlerini butik ve iç mimarlara satışını gerçekleştirdiğini söyledi.


yilmazparlar@yahoo.com  

Dört Kapı Anadolu Rüyası Lansmanı-Yılmaz Parlar

. ANASAYFA SİYASET EKONOMİ TURİZM BİLİŞİM SAĞLIK GIDA...