28 Temmuz 2019 Pazar

Bakan, Ben Vatanseverim-Yılmaz Parlar

Bakan, Ben Vatanseverim

Vatanseverliğim ve insanlığım şerefimdir, Bakan…
“Beş para etmez insanlarsınız” diyen” Bakan…
“Nedir Bu Yunan hayranlığı, gidin orada yaşayın” diyen Bakan…
Ben Kıbrıs Gazisiyim…Yunanlılara karşı savaştım. Ankara’dan savaş madalyam gelecek… Ben Yunan hayranı değilim... 


Bakan seviyesinde Diplomatlık yapan Bülent Akarcalı İzmir’lisin, Kız Kulesi açılışında gururla oynıyacağın zeybek oyunu yerine, neden Yunan oyunu sirtaki oynadın…

Ben Folklorcuyum…Aslanlar gibi gençliğimde zeybek ve diğer Anadolu halk danslarını, yerli yabancı seyirci önünde gururla oynadım… Diğer kültürlerin oyunlarını danslarınıda oynarım benim böyle bir takıntım yok…

Ayrıca “Beş para etmez insanlarsınız” hakareti basın mensupları için mi ? dedin, Evrensel değerlerlerle milli turizme fayda sağlıyacak karşılaştırmalarla doğruyu bulacak kimselere mi?  dedin…

Beş para etmez ben kendime düşeni söyliyeyim.. İki Fakülte ve Turizm Kültür üzerine yüksek lisans master yapdım ben, Bülent Akarcalı…

80 den fazla ülkeye en az 5’er,  6’ar, yakın coğrafya  20-30 seyahat, her şehrin tüm müzelerine sanat galerilerine ziyaret…Her birinde çekilen fotoğraflarım mevcutdur.

Bülen Akarcalı siyasi hayatında gitdiği ülkedeki ziyafet masası haricinde, hangi bir ülkeyi benim gibi inceledi…Turizm demek kültür sanat demekdir. Bülent Akarcalı 6 ay kadar, Turizm Bakanlığı yaptı. Hangi icratını gördük.. Hedeflere ulaşan, rasyonel ve etkin turizm politikası mı üretdiniz..
Turizm çok boyutlu 6 ay Bakanlık yaparak öğrenilmiyor. 

Özel veya sosyal aktörlerle işbirliği yaparak, bir dizi eylemlerle yol alınır.
“Beş para etmez insanlarsınız” sözü, yurtdaşına böyle yaklaşım, bu söylem Dünyanın en elit en seviyeli politik diplomatlarından, kırık not alır.

Emekli bir subay olarak ve iş hayatında yaptığım çok yüksek seviyedeki ihracatla ödül alan ben, Devlet yetkililerine ve hele Bakanlık yapan kimselere belirli koşullarda saygılıyımdır. Ancak bana sen diye hitap etdiğin için bende siz diyemiyorum…

Gelelim konumuza; Gastromi Turizmin Derneğinin yazılı ve sözlü daveti üzerine Sarıyer Bahçeköy Gastronomi köy projesine destek için gitdim. Bülent Akarcalı, Derneğin içindeki konumunu bilmiyorum.

Derneğin Bursa Temsilcisi ve Hatay temsilcisini haberde resimleri olsun diye organik sebzeler fidanlığı önünde, onların fotografını çekerken, Bakanım buyurun diye davet etdim. Resimlerinizi çekdim.

Hatay temsilcisi Hatay Mozaik müzeden bahsedince, çok iyi bildiğim müze çok değerli mozaik koleksiyonda dünya birincisi veya ikincisi, sikke koleksiyonda dünya üçüncüsü.. Müze başka bir ülkede olsa dünyanın turistini oraya taşır dedim…

Bülent Akarcalı’ya demedim… Hatay temsilcisine söyledim… Sen ne yaptın  “Nasıl insansın, bu nasıl hayranlık” Ben önce şaka sandım…
Sahada performansıyla varlık gösteremiyen tribünlere oynayan şovmenlik yapan sporcular gibi bağırmaya başladın…Milliyetci vatanperver tavır takınarak devam ediyorsun..Bakanım Sevgi başka takdir başka dememe rağmen…”Beş para etmez insanlarsınız..” Bakanım ben hakaret etmiyorum diyorum…Devam…

Ama ben diyorumki; Ben beş para etmiyorum ama, Bakan, sen beş paradan fazla edersin...

Anavatan- Doğruyol parti mensupları olarak birbirinize yapmış olduğunuz hakaretleri unutmadık. Hakaret etmeye alışmışsınız.

Rahmetli Turgut Özal’ın vizyonel şemsiyesi altında olmanıza rağmen, İmkanları varken icraat yapamıyan elbetde başkasını suçlar.

Başarısız iki kısa süre 6’ar ay Bakanlık yapan Bülent Akarcalı, Müzeler turizmin ruhudur, Evrensel değerlendirmek, tartışmaya açmak milli çıkarlar için olması gerekendir.

Özellikle kültürel turizm söz konusu olduğunda disiplinlerarası ve kapsamlı yaklaşımla iletişim kurarak gözlemlerini, entelektüel kimlik düzeyinde problemi konuşma ve tartışabilme iletişim kültürüdür.

Kültür, eskiden beri, birleşmiş insanları, birbirlerini daha iyi anlamalarına izin veren birleşmiş bir insan faaliyet alanıdır. Turizm  yelpazesinde fikirler evrenseldir.

Yunanistan’da Meteora diye bir yer, her an en az 300 adet turist otobüsü, biri gidiyor, biri geliyor. Öyküsünü iyi anlatıyor. Göbekli tepe neolitik devrine yeni boyut getirdi. Gelen turist sayısına bak..Nemrut Dağı yineliyorum başka ülkede olsaydı…Turist kaynardı…

Türkiye’nin hedeflediği turist sayısına tek başına Paris şimdiden neden sahip, demir yığını Eiffel kulesini görmek için değil. Fransa’da tarihi 17. yüzyıla dayanan kültür politikaları, anayasa ile güvence altında. Sanatçılar için sosyal koruma ve herkesin kültüre erişimi bu politikaların en önemli iki unsuru…
Paris Şehir Tiyatrosu yılda 424 temsil yapıyor, 250 bin kişiye ulaşıyor. Toplam bütçesi 14 milyon avro, bunun 10.5 milyonunu Paris Belediyesi karşılıyor.
Fransa’da kültürel faaliyetlere ayrılan devlet bütçesi 4 milyar avro. Bu, toplam bütçenin yüzde 1.5’i ediyor. Yerel yönetimler de benzer meblağlar aktarıyorlar; çünkü kültürel faaliyetlerin bütçesi, merkezi ve yerel yönetim tarafından eşit olarak paylaşılıyor. Özel sektörün desteği yüzde 0.1 ile sınırlı.
Devlet, temsillerin düzensiz aralıklarla yapılmasından zararın giderilmesini ve işsiz kalan sanatçıların korunmasını sağlıyor. Bir yıl içinde 900 saat çalışan sanatçılar işsizlik ödeneğinden yararlanıyor.
Devlet 5 ulusal tiyatroyu, 39 bölgesel tiyatroyu, 69 ulusal sahneyi, 627 tiyatro topluluğunu, 19 çağdaş dans merkezi ile 258 koreografi grubunu destekliyor.
Tiyatrolar KDV’den muaf tutuluyor. Ama devlet tiyatrolara verdiği sübvansiyonlar üzerinden o vergiyi mahsup ediyor. Tüm bu sanat kültür etkinlikleri turizmi dinamik tutuyor.

Gelelim gastronomiye; İtalya’dan örnek, İtalya devleti her yıl yurt dışında hizmet veren bir restaurant'ına normlara uymak koşuluyla kalite sertifikası vermektedir. Union Camere (Odalar birliği) -Fipe iş birliği, Isnart desteği ve Ticaret Odası tarafından düzenlenen, İtalya Sertifika komitesi tarafından değerlendirme yapmaktadır. Adayların kabuluyle başlayan organizasyon uzun bir süreç almaktadır.

Yurt dışında faaliyet gösteren italyan restaurantları bu sertifikayı alabilmek için en üst seviyeye kalitelerini taşırken birbirleriyle ile rekabet içindeler..
Ödülü hak etmek için, ödülü almanın kriterleri İtalya da yetişmiş, yada eğitim görmüş aşçı ve personellerinin olması. İtalyan peynirleri, makarnaları ve  zeytinyağı ile olmazsa olmazlarından İtalyan şarapları bulundurması ve İtalyan lezzetlerini yansıtmasıdır.

Fransa Le Cordon Blue, İsviçre Glion’dan söz edersek örnek alırsak, gözlem yaparsak beş para etmiyen insan mı olacağız…

Yabancı ve yerli Basın mensubu olarak. Sayısız zirvelere, kongrelere, Seminerlere, festivallere, katılarak tüm sektörleri geniş bir ufuk görüşüyle temel değerleri aktarmaya çalışan konumuz olan sadece turizm sektöründe binden fazla bilgi içeren yazılarım var. Diğer sektörlerle birlikde yazılara yorum bilgi birikimden ekleme yaparak ışık tutarak fayda sağlamaya çalışıyorum…


Hürriyet Gazete ve NTV 6 Ekim 2000 Gazete arşivi

Evet Bülent Akarcalı , “... ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcalı'nın isteği üzerine, Akarcalı ile S……S……. "Grup Leandros"un müziği eşliğinde kısa bir süre sirtaki yaptılar.” Neden Zeybek Oynamadın…Yunan Hayranı Kim….

Evrensel Gazete 01 Şubat 2009 Bülent Akarcılı’nın Küfürlü alıntı

“Bülent Akarcalı, ANAP’ın anlı-şanlı günlerinde Sağlık Bakanlığı koltuğuna da oturmuştur, Turizm Bakanlığı koltuğuna da. Ve her iki görevinde de, birbirinden değerli ve veciz sözlerle kendi üstün kalitesini Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına duyurmuştur.
İlk bakanlığı döneminde, Mehmet Keçeciler’in (ki o da unutulmaz bir Büyük Türk Büyüğüdür, üstelik çok müslümandır.) Bakan olma olasılığı ortaya çıkmıştı. Bülent Akarcalı hemen uhrevi açıklamasını yapmıştı: Eğer o Bakan olursa, T….larımı keserim.’
Ve Mehmet Keçeciler de Bakan olmuştu. Değerli Büyük Türk Büyüğü Bülent Akarcalı’ da Bakanlık koltuğundan kibarca uzaklaştırılmıştı.” ….Yazının devamı çok daha vahim…


Evet Bülent Akarcalı, Yasal haklarımı kullanmak üzere saklı tutuyorum…

yilmazparlar@yahoo.com

27 Temmuz 2019 Cumartesi

Gastronomi Turizm Derneği-Gasroköy Projesi-Yılmaz Parlar

Gasroköy Proje Misyonu

Anadolu mutfağını dünyaya tanıtmak hedefli Gastronomi Turizm Derneği'nin hayata geçirdiği, Türkiye Gastronomi Köyü projesi Sarıyer Bahçeköy 'deki Life Park 'da düzenlenen yoğun katılımlı basın toplantısıyla tanıtımı yapıldı.





Proje, turizm gelişimini teşvik etmek, yerel üreticilerin korunması ve sürdürülmesinde yerel pazarların kullanılabilmesini, yerel kimliği korumak, korurkende, yaratabilecek ve sürdürebilecek koşullar için anlayışı geliştirmek amaçlı.


Lokalize, geleneksel gıda üretimi ve bu üretimin kalkınmayı destekleyen farklı çalışmalar sayesinde, bölgesel ölçekte gastronomi odaklı mevcut gastronominin üretken potansiyellerini artırmak.


Proje, yerel küçük ölçekli tarımsal girişimciler, kırsal ekonomilerin, kültürlerin ve

ekosistemlerin, yerel gastronomi gelişimi kırsal miras değerlerinin korunmasına yardımcı olabilecek nitelikde. 

Girişimcilik kültürü, yerel olarak üretilen yiyecekleri katma değerli bir turizm deneyimi olarak gelişmesine fayda sağlıyacak.

Kırsal alanlarda sürdürülebilir peyzaj yönetimi, toprağı tedavi etmek için imkanların yaratılmasını, tarihsel, kültürel ve sosyal bağlamlarına göre sunulan ve sınırlarını keşfetmek için eşsiz bir fırsat.




Basın Toplantısına İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Ekonomi gazeteciler Derneği (EGD) ve Yeni Arayışlar Platformu Derneği Yönetim Kurul Başkanı Celel Toprak, Gastronomi turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, İstanbul Rehberler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sedat Bornovalı, Çok çeşitli organizasyonlar düzenleyen Başarılı iş kadını Banu Noyan, Dernek yönetim kurul ve üyeleri katıldılar.


Gastronomi turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe toplantının moderatörlüğünü üstlenirken yaptığı konuşmasında “ Gastronomi Turizmi sözcüğünü ilk defa biz kullandık, bunu hatırlatalım herkes bu kelimeden pirim yapmaya çalışabilir. Adres burası, bu gerçekleri kimse unutmasın, Kimse sahip çıkmasın, Kimse şow yapmasın, herkes işini iyi yapsın. Restorancı iyi hizmet versin. Bizde konuk getirelim. Bu tarz yerlerde ağırlıyalım.  Orman Bakanlığı Life park, TÜRSAB, Turizm Bakanlığı ile entegrasyonlu ve hummalı bir çalışma içerisindeyiz. Gastronomi Köyü'nün amacı İstanbul'a gelen turistin tek bir noktadan yerel lezzetleri otantik gösterileriyle beraber tadımlama, deneyimleme imkanına sahip olması.” dedi





Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya özetle, "Deniz, kum, güneşin dışında yoğun bir trafik maalesef alamıyoruz. Kültür turlarıyla ilgili hafif hafif artan bir sayıya yaklaştık. Belli ki birkaç sene içinde istediğimiz seviyelere gelecek. Ülkedeki huzur ve güvenle doğru orantılı olarak onlar da artıyor. Ülkemizin seyahat edilmesinin riskli bulunan bölgelerinde de yavaş yavaş seyahatler öncelikle iç turizmde başladı. Yavaş yavaş dış turizme de yansıyor." Açıklamalarda bulundu.


Turizm çeşitliliği hakkında Bağlıkaya, "Turizm çeşitliliğimiz eksik. Bu, sezonu 12 aya yaymamızda ve kişi başı gelirin artırılmasında çok önemli bir unsur bu. Bundan yoksun olduğumuz zaman işte ortalama turist harcamalarımız 700 dolar civarında kalıyor." dedi.




Bağlıkaya, gelir düzeyi yüksek turiste ulaşabilmek için alt turizm dallarında da güç kazanmak gerektiğini söyleyerek "Spor turizmi, golf turizmi, sağlık turizmi, gençlik turizmi, yayla turizmi ve en önemlilerinden biride gastronomi turizmi. Gastronomi alanında gerçekten dünyayla rekabet edebilecek durumdayız. Rekabet derken ille birini yenmekten bahsetmiyorum. Çeşitlilik. Brezilya'ya gittiğinizde Brezilya mutfağını denemek istiyorsanız o tatları, Türkiye'ye geldiğinizde Türk mutfağını, İtalya'da İtalyan mutfağını denemek istersiniz. Dolayısıyla burada biz de en az onlar kadar yerimizi almalıyız.”dedi 




İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin “İstanbul'un turizm konusunda nicelik olarak geldiği noktadan memnunuz. Nitelik konusunda daha gidilecek çok mesafe var. İstanbul geçen yıl 13 milyon 400 bin turistle Türkiye'de en fazla turist kabul eden şehir haline geldi. İstanbul için bu yeterlimi o ayrı bir tartışma konusu ama geldiğimiz nokta, bizim Antalya'nın da önünde en fazla turist kabul eden şehir olduğumuz gerçeği. En fazla Alman turistlerimiz teşrif etti, Sonra İranlı turistler ve 170'in üzerinde ülkeden turist kabul eden bir tablo var. Geçen yıl nicelik olarak evet ama birkaç başlıkta istediğimiz hedefe ulaşamadık." İfadelerini kullandı.





Gültekin, “Cruise turizminde umut verici gelişmeler yaşanıyor. Bu yıl 24 cruise gemisi İstanbul'a gelecek. Önümüzdeki yıl Galataport bitmiş olacak ve gelen cruise'leri kabul etmeye başlayacak. Şu an bana gelen bilgiye göre, Galataport 50'nin üzerinde cruise bağlantısını sağlamış durumda. Bizim hedefimiz binli sayılar." Diyerek yapacak çok işleri olduğunu söyledi. 

Ekonomi gazeteciler Deneği EGD ve Celal Toprak “Burasının bir ticari tarafı olacak, sürdürebilir olması ayakda kalması için ticari tarafı olacak, ama aynı zamanda sosyal sorumluluk projesi. Anadolu’da bir türlü yapamadığımız gastronomi turizmini bu mekan sayesinde, aktiviteler bileşimi sayesinde sağlamış olacağız Ben Ordu’nun otlarıyla hangi yemeklerin yapıldığını anlatmaya çalışıyorum. Burada 15-20 milyon insana bir hafta içinde anlatma imkanına sahip olacağız. Böyle bir imkan sağlıyacaklar. Anadolu’ya ve Anadolu’yu geliştirmek isteyenlere, gastronomi turizmi geliştirmek isteyenlere,imkan sağlıyacaklar. Buradan Anadolu yolculuklarıda başlatırız. Çeşitli kentlere, gastronomi deneyimleri yaşamak için yola çıkabiliriz. Böyle bir misyon üstlenecek burası.” Dedi




Boztepe emeği geçenlere dernek plaketini takdim etdi.


İş kadını Banu Noyan ile yaptığımız söyleşide çok orijinal etkinliklerle renk katarak destek sağlıyabileceklerini, gelenlerin unutamıyacağı heryerde anlatabileceği etkinliklerle gastromi turizmini bütünleştirerek zenginlik sağlıyacağını söyledi.


Gastronomi iyi yiyecek ve içecek sunulandan çok daha fazlasıdır. Gastronomi, gıda maddelerinin üretimi, bunları üretmek için kullanılan araçlar, gıdaların işlenmesi, depolama ve taşıma işlemleri ile ilgilidir. Yemeğin hazırlanması kimyası, sindirimi ve insan vücudu üzerindeki psikolojik etkisi ile ilgilidir. Aynı zamanda seçimler, yemek, gelenekler, gelenekler etrafında tercihler alışkanlıkları ile de ilgilidir.


Gastronomiye inanan insanlar, yeni lezzetlerin ve aromaların tadını çıkartarak ve yerel tarihi ve kültürü tanıyarak seyahat deneyimini geliştirir.

yilmazparlar@yahoo.com


26 Temmuz 2019 Cuma

TÜROB Temmuz 2019 ayı toplantısı-Radisson Blu Hotel Vadistanbul-Yılmaz parlar

Sürdürülebilir Turizmin Şartı

Türkiye Otelciler Birliği Yönetim Kurul Başkanı Müberra Eresin, TÜROB geleneksel aylık toplantısındaki, yaptığı konuşmasında sıfır atık projesinin sürdürülebilir turizmle ilgili çok büyük adım olduğunu, sıfır atık projesi ile yerel idareler ve tüm paydaşların bütünleşik işbirliği içinde olabileceğini, TÜROB olarak destek vereceklerini söyledi.





Radisson Blu Hotel Vadistanbul projesinin sahibi Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya’nın ev sahipliğinde gerçekleşen, TÜROB Temmuz 2019 ayı toplantısına İstanbul Vali yardımcısı İsmail Gültekin, İstanbul Brezilya Baş Konsolosu Paulo Roberto França ve eşi, geçen dönem TÜROB Başkanı Timur Bayındır, İstanbul Rehberler Odası (İRO) Yönetim Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sedat Bornovalı, Radisson Residences Vadistanbul Genel Müdürü Nihan Sıcakkanlı, Radisson Blu Hotel Vadistanbul Genel Müdürü Atakan Altuğ, Kayseri Radisson Blu Genel Müdürü Fercan Başkan, turizm temsilcileri, TÜROB yönetim kurul ve üyeleri katıldılar.





Başkan Müberra Eresin’in atık ile ilgili öneminin altını çizdiği konuda; Alman bulaşık yıkama teknolojileri uzmanı Meiko şirketinin Türkiye genel müdürü Başar Ergün ile iş geliştime yöneticisi Özlem Duman ile masa sohbetinde bu konuyla ilgili olarak Bize bulaşık yıkama sistemleri dışında atık yönetimi konusunda da çözüm önerileri olduğunu belirttiler. Konunun yeni yayınlanan “sıfır atık” yönetmeliği ile beraber oldukça önem kazandığını belirten Ergün kendi çözümlerini şöyle açıklıyor: ‘’ Yemek hazırlanan her yerde, sebze ve meyve kabukları gibi mutfak atıkları oluşur. Ayrıca misafirlerin tabaklarında kalan artıkların da dikkate alınması ve bertaraf edilmesi gerekir. Yemek artıkları, aslında atık değil, çok önemli bir ham madde. Özellikle yenilikçi teknolojilerimizle hem büyük alanlarda kurulmuş resort oteller, hem de daha dar alanlara sahip şehir otelleri için farklı çözümler sunuyoruz. Böylece, normalde her gün çöp olarak bertaraf edilmeye çalışılan atıklar ekonomiye geri kazandırılırken, otellerin sırtında yük olan bu sorun operasyonlarını kolaylaştırılarak çözülmüş oluyor hem de tesis hijyenini iyileştirmiş oluyoruz.”dediler





Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Yönetim Kurul Başkanı Müberra Eresin Otel doluluk oranları ile ilgili olarak, “Raporlara göre; İstanbul, dünyada en fazla yükselişi gösteren şehir oldu. Seçim ve Ramazan ayından dolayı yavaşlayan turizme rağmen, geçtiğimiz yıla göre bakarsak, ilk altı aylık süreçte şu ana kadar yüzde 4,5-5 civarında artışımız var. Umulanın yılsonuna kadar yüzde 8 ve 9'ları görmesi” Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre doluluklarda yüzde 26'lık bir artış kaydedilğini, çok yüksek bir artış oranı olduğunu, ancak geçtiğimiz yılın Ramazan ayına denk geldiği için Haziran ayının sakin geçtiğini belirtdi.





Başkan Eresin, fuar ve kongre turizm çalışmalarına değindi “Kısa zamanda dünyadaki bütün kongre organizatörlerini ziyaret edip, tekrar İstanbul'a ve diğer büyük şehirlerimize kongreleri çekmek için çalışmalar yapıyoruz" dedi.





Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülerek kabul edilen "Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun"un 15 Temmuz'da Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, “Katkı payı tüm otellerden alınacak. TÜROB olarak, kanun hazırlanırken öngörülen otellerden ciro üzerinden yüzde 1 turizm payı alınmasının yoğun itirazımızla binde 7,5'e kadar indirebildik. 1 Ekim 2019'dan itibaren tahakkuk ettirmeye başlayacağız ve kasımda ilk ödemelerini yapacağız. Ödenmemesi halinde sıkıntı şu; vergi ödememiş durumuna düştüğünüz için bütün prosedürler o şekilde devam edecek. Bunun özellikle altını çizmek istiyoruz. Konuya dikkat edilmesi gerektiğini özellikle söylemek istiyorum."açıklamalarda bulundu





Kültür ve Turizm Bakanlığının 2020 fuar takvimini açıkladığını hatırlatan Eresin, 2020 programında yer almak isteyen otellerden birliğe şimdiden bilgi vermelerini istedi.

Eresin, Liverpool-Chelsea UEFA Süper Kupa maçının 14 Ağustos'ta Beşiktaş Vodafone Park'ta oynanacağını bu nedenlede tüm turizm sektörünün hazırlık yapmalarını hatırlatdı.
İç turizmde canlılık olması için bayram tatilin 9 gün olması gereğini söyledi. Gelen şikayetlere göre son dönemde turistlerin otel önlerinde rahatsız edildiğini, Otel güvenliği konusunda “Sizden özel ricamız; bu güvenlikle ilgili sıkıntısı olan bölgelerde eğer yardıma ve desteğe ihtiyacınız varsa lütfen bize yazın. Biz de o bölgenin emniyet müdürlerine bilgi verelim ve yardım isteyelim” dedi

Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya’ya katkılarından dolayı teşekkür plaketi sundu.Toplantı, emeği geçen otel personelinin toplu hatıra fotografı çekilmesiyle son buldu.


Yilmazparlar@yahoo.com

Gerilla Reklamla Markalaşma-Twigy markasının kurucusu Sinan Öncel’-Yılmaz parlar

Gerilla Reklamla Markalaşma

Hiç para yok, ancak medya dikkati çekilmek istenildiğinde başlar .


Gerilla pazarlama küçük işletme sahipleri için, yaratıcılık, esneklik ve biraz risk almaya istekli olmak gerekiyor. Almadığı tek şey büyük bir bütçe.


Ayrıca sizi fark etmenin, sizi rakiplerinizden ayırmanın ve eğlenceli ve farklı olmanın ününü kazanmanın harika bir yolu olabilir. Hepsi uygun bütçenize göre uyarlanmış.




Başarılı bir gerilla stratejisi uygulama konusunda, markalaşma konusunda bazı ipuçları almak için Twigy markasının kurucusu ve Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel’i dinlemeniz gerekiyor. Servcorp ev sahipliğinde Gazeteci yazar Demet Cengiz’lin moderatörlüğünde; “Patronca Sohbetler” isimli Başarı öyküleri sohbetinde, Sinan Öncel, başarılı olmak, üründe markalaşmak için mükemmel mesajlar verdi yaptığı reklam örnekleriyle girişimcierin ufkunu açtı. Sinan Öncel Başarılı olmak isteyenlere kararlarında hedeflerinde ısrarlı azimli olmalarının altını çizdi.





Öncel, İlk girişimciliğinin çocuk yıllarında, başladığını, dergiler satdığını, iş hayatında akıl sermayesiyle büyüdüğünü açıkladı. Vizyonel görüşle, Türkiye’nin dinamik yapısından dolayı atılan her adımın dikkatli temkinli olması gerektiğini belirtirken riske girmeden, kriz dönemlerinde muhafazalı hareket etdiklerini, Markayı derin tutarak hep temkinli adımlar attıklarını ifade etdi. Öncel “Bu yüzden son yaşanan kriz dahil birçok krizden Twigy markası etkilenmedi diyebilirim. Türkiye’nin dinamik yapısından dolayı da çok büyük riskler alabilen biri hiç olmadım. Her zaman temkinli adımlar attım. Büyük riskler alıp ve sonrasında iflas eden çok yakın arkadaşım oldu. Bu dönemlerde biraz daha akıl sermayesine yatırım yaptım, finansal olarak sınırlı ilerledim. Çünkü 40 yıllık girişimimi kriz dönemlerinde riske atmak istemedim.” Gibi izledikleri yol haritasını açıkladı.





Öncel, kategorinizi, markanızı ve tüketicinizi gerçekten düşünerek net hedefler belirleyerek başlamanızı öneriyor. Aklınızda bir hedef olmalı ve ayrıca müşterinizin kim olduğunu ve onlara neyin ilgi göstereceğini ve neye hitap ettiğini anlamanız gerektiğin öğütlüyor.


Gerilla pazarlamasını alışılmadık, beklenmedik ve genellikle izleyiciyle olan benzersiz, akılda kalıcı bir tepkimeye neden olan herhangi bir tanıtım türü olarak söyleyebiliriz.

360 derece düşünme, fikrinizin hayata gelebileceği her yolu hayal etme zamanı, nihai hedefin medyanın dikkatini çekmek ve tüketicilerle pozitif bağlantı kurmak olduğunu, ilk adımın zihinsel durumun olduğuna dikkat çekiyor

Gerilla pazarlaması, düşman savaşçılarına sürpriz saldırılar oluşturmak için peyzaj, düşman ve sürpriz unsurunu kullanan “gerilla savaşı” teriminden kaynaklanmaktadır. Pazarlama karşılığının arkasındaki fikir, izleyicileriniz hakkındaki bilgilerinizi ve onları markanıza veya ürünlerinize bağlamak için (dijital veya çevrimiçi olabilen) bir alanla nasıl etkileşime girdiklerini kullanmaktır.





Servcorp, Türkiye Direktörü Damla Özgönül, “Bu etkinliklerle iş dünyasına cesaret ve motivasyon konusunda köprü olmayı amaçlıyoruz. Başarı öykülerini kendi ağzından dinlediğimiz girişimciler, başarıları kadar, kendilerini bu başarıya taşıyan başarısız oldukları tecrübeleri de içtenlikle dinleyicilerle paylaşıyorlar. Bilindiği üzere girişimciler, fırsatları yakalama ve tehditleri algılama konularında algıları yüksek kişilerdir. Akıllı insanlar başkalarının tecrübelerinden yararlanır, inatçı insanlar ise her şeyi kendileri denemek ister. Diğer girişimcilerin başından geçen olumlu veya olumsuz her türlü tecrübe, diğer girişimciler için de dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili uyarılar ve ilham verici unsurlar barındırır. Servcorp olarak, girişimcilere sadece konforlu ve donanımlı ofisler sunmak değil, onları gerek diğer 40 bin üyemizin gerekse alanında liderliğe yükselmiş markaları ekonomimize kazandıran girişimcilerin tecrübeleri ile de buluşturmak istiyoruz. Konuklarımızın deneyimlerini izleyicilere profesyonel bir bakış açısıyla aktarmak için, etkinliğimizi Gazeteci ve Yazar Sayın Demet Cengiz’in moderatörlüğünde gerçekleştiriyoruz. Sektörlerinde iz bırakan iş insanlarının deneyimlerinin birçok girişimci için yol gösterici olacağını da düşünüyoruz.” dedi.


1978 yılında kurulmuş olan Servcorp, Avustralya’nın birinci, dünyanın ikinci en büyük esnek ofis sağlayıcısıdır. Dünya çapında, pazar payı bazında ikinci sırada yer almaktadır.

Şu anda 23 ülke, 54 şehir, 160 prestijli lokasyonda üstün teknoloji altyapısı ve beş yıldızlı hizmet garantisi ile 40,000’in üzerinde müşteriye ev sahipliği yapmaktadır. Servcorp müşteri portföyünün yüzde 60’ı, dünyanın en iyi 2000 şirketi arasında yer almaktadır. Bu var olan geniş lokasyon ağı ile bulunduğu şehirlerde global firmaları yatırıma teşvik etmektedir.

yilmazparlar@yahoo.com

24 Temmuz 2019 Çarşamba

TÜRKBESD-sektör verileri2019-Yılmaz parlar

Koşan Sektörde Düşüyor

Beyaz eşya satışları 2019’un İlk yarısında da düştü. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Can Dinçer, 2019 ilk 6 aylık sektör verilerini açıklamak üzere, düzenlenen basın toplantısında “ÖTV’nin kaldırılmasını ve enerji verimli ürünlere sağlanacak teşvikle sektörümüzün desteklenmesini beklemekteyiz” dedi 





Bilindiği üzere; belirli mal veya ürünler üzerinden maktu veya oransal harcama vergisi olarak alınan, özel tüketim vergisi (ÖTV) indirimi otomotiv, beyaz eşya ve mobilyada; Ticari hareketliliği sağlamak için uygulanmıştı. Beyaz eşyada ÖTV sıfırlanmıştı. 


23 Temmuz 2019 Salı günü Elmadağ Divan Hotelde gerçekleşen, Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneğinin (TÜRKBESD) basın toplantısına,  TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı, Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. Satış Direktörü İhsan Kara, Yönetim Kurulu Üyesi, Vestel Beyaz Eşya Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı  Mehmet Yavuz, Yönetim Kurulu Üyesi, Fatih Özkadı, TÜRKBESD Genel Sekreteri  Ayşe Keskinkılıç katıldılar. 


Gerek Dünya gerekse ülkemize baktığımızda; Yıllarca süren güçlü karlara rağmen, beyaz eşya piyasası çarpıcı bir değişim geçiriyor. Sonuç olarak, sektördeki oyuncular, özellikle orta ölçekli şirketler, büyük zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bunun yerine, özellikle küçük marka Avrupalı ​​üreticiler için rekabet dalgası büyüyor. Bu firmalar doymuş pazarlarda düşen marjlarla mücadele ederken, Ar-Ge bütçeleri, iç pazarlarındaki güçlü büyüme ve stratejik kazanımlar sayesinde pozisyonlarını önemli ölçüde artırabiliyorlar. En büyük 10 tedarikçinin çoğunluğu Çin ve Koreli zaten küresel pazarın yüzde 63'üne hâkimler. 


Başarıya giden yol haritasında, yarına giden yol aslında, bugün. Zamanımızın karmaşıklığı içinde, tüm dikkatimizi gerektiren çok yönlü arayışlar içinde, sadece kısa vadeye odaklanmada sorun, gelecek için tamamen hazırlıksız bırakıyor. Uzun vadeli odaklanma, kısa vadede tehditlerin yanı sıra fırsatların olduğu anlamına gelmektedir. Her ikisini de yapmanın büyülü yolu ararken daha geniş ufuklara gözler bakarken, şimdiki zamanın karmaşıklıklarını yönetmek, ekonomiyi gelecek fırtınalara hazırlamak için stratejiler geliştirmek, büyük firmaların büyüme hızını hızlandırmak şart olduğudur. Perde arkasına bakmak gerektiğini düşünmekteyiz.


TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, OECD’nin Türkiye ekonomisi için yüzde 2,6 küçülme öngördüğünü, 2020 yılından itibaren ise yeniden büyüme trendine geçmesini beklendiğini, iç satışlarında geçen yıl başlayan daralmanın 2019’un ilk yarısında da yavaşlayarak devam ettiğini, Ocak-Haziran 2019 döneminde 6 ana üründe iç satışların adet bazında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9 azaldığını, üretim aynı seviyeyi korurken ihracat yüzde 1 oranında arttığını söyledi.  





Dinçer, “Türkiye ekonomisindeki daralmaya paralel olarak iç pazarda beyaz eşya satışları da ilk yarı yılda bir önceki yıl aynı döneme göre azaldı. Tahminlerimiz 2020 yılından itibaren ekonominin büyüme trendine girerek 2021’de  satışlarımızın  tekrar ivme kazancağı yönündedir.”Dünya Beyaz Eşya pazarının 213 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu hatırlatarak, Çin’den sonra ikinci büyük üretim üssü olan Türkiye’nin ihracatının 22,1 milyon adet seviyesinde olduğunu belirten, Dinçer,  “Türkiye Beyaz Eşya sektörü AR-GE, patent, uluslararası marka yönetimi, tedarik zinciri yönetimi anlamında da ülke ortalamasının üzerindedir. 11. Kalkınma Planı ile bu yönde bir irade ortaya koymuştur. Gelişmeler hassasiyetle takip edilmektedir.” Açıklamalarında bulundu. 


Üretiminin 75’ini ihraç eden Türkiye Beyaz Eşya sektörünün, iç pazar daralırken bu sayede ayakta kalmayı başardığını aktaran Dinçer, “Beyaz eşya sektörü net dış ticaret fazlası veren bir sektör. Ülkemizin cari açığına olumlu katkı yapıyor.” şeklinde özetle rakamsal değerlerle uzun sunum yaptı. 


Kanımızca sektörün Başarılı bir geleceğinin iki temel gereksinimi bağlantı ve tüketici pazarlaması. Bağlantı, müşteri için başka bir özellikten çok daha fazlasıdır; aynı zamanda üreticiler için önemli ve yeni bir bilgi kaynağıdır. Aldıkları veriler, müşterilerle daha derin bir anlayış ve daha yakın etkileşimi teşvik edebilir. Sonuç, yeni iş modelleri ve gelir kaynakları için cazip fırsatlar getirir. Teşviklerle sektörü canlı tutmak şart.


yilmazparlar@yahoo.com 


20 Temmuz 2019 Cumartesi

Muğlalı çiftçiye alım garantili “süs bitkisi” desteği-Yılmaz Parlar

Muğla'da Süs Bitkisi Teşviki

Muğlalı çiftçiye alım garantili “süs bitkisi” desteği


Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen “Alım Garantili Süs Bitkisi projesi kapsamında, yerel üreticiye önemli teşvik sunuldu. 15 milyondan fazla süs bitkisini üreterek, belediyeye satış yapan çiftçiler ise memnuniyetlerini, dile getiriyor.




Narenciye, tütün, arpa, buğday, zeytin gibi pek çok ürünle Türkiye’de tarımsal ekonomiye önemli katkı sağlayan Muğla’da, büyükşehir belediyesi yerel üretimi yeniden canlandırmak için kolları sıvadı. Muğla Büyükşehir Belediyesi, hayata geçirdiği “Alım Garantili Süs Bitkisi”, “Koku Vadisi” , “Tıbbi aromatik bitkiler ve Yerel Tohum Merkezi” , “MELSA” ,  “Tarım Laboratuvarı” ve “Kurutma Tesisi” projeleriyle şehrin dört bir yanında üreticiyi teşvik ederek, yerel üretime yeniden hayat veriyor.




Üreticiye Alım Garantisi


Köyceğiz’e bağlı Beyobası Mahallesinde hayata geçirilen “Alım Garantili Süs Bitkisi Üretimi Projesi”, 2015 yılı Mart ayında uygulanmaya başlandı. Köyceğiz Beyobası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile 2 sera olarak başlatılan ve şu an 24 serada üretimi devam eden 15 milyondan fazla süs bitkisi, ilk etapta Muğla Büyükşehir Belediyesinin peyzaj çalışmaları için satın alınırken bugün, Muğla’nın 13 ilçesinin yanı sıra Burdur, Isparta, Antalya, Afyon gibi illere de satılıyor.  




Koku Vadisi


Menteşe Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile iş birliği protokolü imzalayan Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Menteşe’de hayata geçirdiği “Koku Vadisi” projesi kapsamında da, tarımsal üretim sıkıntısı çeken bölgelerde fide dağıtımı yapılıyor. Tıbbi-aromatik bitki yetiştiriciliğinin desteklendiği projede ilk etapta, 27 dönüm araziye bin 850 lavanta fidesi dikildi. Belediye ayrıca üreticiye 100 bin adet kekik, adaçayı ve biberiye fidesi teslim etmeyi amaçlıyor.




Yerel Tohum Merkezi


Muğla Büyükşehir Belediyesi çiftçilere yönelik olarak ayrıca, “Yerel Tohum, Ulusal Güç” sloganıyla Yerel Tohum Merkezi’ni de hayata geçirdi. Muğla’ya özgü yerel tohumların kaybolmaması ve genetik çeşitliliğinin aratılması amacıyla 2016 yılında açılan merkeze bugüne kadar, 774 yerel tohum bağışlandı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Yerel Tohum Merkezi, kuruluşundan bugüne, hem tohum envanteri açısından, hem çalışma şekli bakımından hem de bünyesinde barındırdığı 3 laboratuvar (Tohum Test Laboratuvarı, Tıbbi-Aromatik Bitkiler Laboratuvarı, Kriyoprezervasyon ve Doku Kültürü Laboratuvarı) bakımından Türkiye’nin en büyük ve kapsamlı Yerel Tohum Merkezi olma özelliğine sahip. Belediye bu merkezle, genetik mirasın garanti altına alınmasını sağlamayı amaçlıyor. Ayrıca bu laboratuvarda yapılacak çalışmalarla sadece yerel tohumlar değil; narenciye, armut, incir vb. yerel meyve grupları ve bölgede endemik olarak yetişen doğal bitkiler de koruma altına alınacak.


yilmazparlar@yahoo.com



13 Temmuz 2019 Cumartesi

Fransa bağımsızlık günü -Temmuz 2019-Yılmaz Parlar

Yaşasın Fransa–Yaşasın Türkiye

Fransa bağımsızlık günü ve Fransa- Türkiye Türk Dostluğu


Fransa’nın 14 Temmuz Bağımsızlık gün kutlamaları kapsamında Fransa’nın Türkiye Büyük Elçisi Charles Fries “Yaşasın Fransa–Yaşasın Türkiye- Türk Dostluğu” sözleriyle noktaladığı konuşmasında; “Aynı zorlu konularla karşı karşıya bulunduğumuzdan birlikde yakinen çalışmaya gerçekden her zamankinden daha çok ihtiyaç duymaktayız.”dedi




Fransa’nın 14 Temmuz Bağımsızlık gün kutlamaları kapsamında, İstanbul Fransız Saray’da Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Bertrand Bushwalter eşi Sülün Akyurt Bushwalter ev sahipliüinde, Türkiye Büyük elçisi Charles Fries ve eşi Helene Fries katılımıyla, resepsiyon gerçekleştirildi.


Resepsiyona yabancı Elçiler, Konsoloslar konsolos temsilcileri, Din Temsilcileri, siyaset, iş, sanat dünyasının önde gelen isimleri, akademisyenler, yüksek rütbeli yerli yabancı subaylar, elit çok sayıda seçkin davetli katıldı.




İki ülkenin Milli marşları çalınmasının ardından, 

Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Bertrand Bushwalter yaptığı konuşmasında “Fransa’nın Türkiye Büyük elçisi Charles Fries ve eşi Helene Fries ile sizleri burada eşim ve ben ağırlamakdan mutluluk duyuyoruz.” Dedi. İstanbul’un gücünün ve enerjisinin çeşitlilikden ve farklılıklardan kaynaklandığı ima eden sözleriyle iki ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel ilişkilerini açıkladı. 

Türkiye'nin Fransa için vazgeçilmez ve önemli stratejik bir ortak olduğunu her platformda dile getiren, Fransa’nın Türkiye Büyük elçisi Charles Fries “Bu resepsiyon her yıl olduğu gibi Fransa’yı Türkiye’ye ve Napolyon’un “Eğer dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu”dediği bu efsane şehir İstanbul’a bağlayan ilişkilerin çok uzun geçmişini gücünü ve zenginliğini kutlamak için vesiledir.” sözleriyle İstanbul’a verilen değeri dile getirdi.


Büyük elçi Fries“Türkiye’nin Fransa için ne denli bir müttefik ve elzem bir stratejik ortak olduğunu hatırlatmak isterim. En son Osaka’da G -20 zirvesi marjında bir araya gelen Cumhurbaşkanlarımızın 2017 yılından bu yana kurdukları düzenli yoğun ve açık sözlü diyaloğun nedeni budur. Geçtiğimiz ay Fransa Dışişleri Bakan’ın Ankara’ya yaptığı ziyaretin de göstermiş olduğu gibi hükümetlerimiz arasındaki mütemadi teatilerin de anlamı budur.”şeklinde stratejik ortaklığı vurguladı.





Elçi Charles Fries “Aynı zorlu konularla karşı karşıya bulunduğumuzdan birlikde yakinen çalışmaya gerçekden her zamankinden daha çok ihtiyaç duymaktayız. Ortak güvenliğimizi daha iyi bir şekilde sağlamak ve terörizme karşı durmaksızın mücadele etmek için Suriye’de siyasi bir çözümün ortaya çıkmasını desteklemek ve daha genel anlamda yakın ve Ortadoğu’nun içinde bulunduğu muhtelif gerginlikleri azaltmak için. Avrupa’ya yönelik göç akışlarını kontrol altında tutmaya devam etmek ve Türkiye ile birlikde bunun yükünü daha iyi paylaşmak için. Ve son olarak, Fransız şirketlerinin, hala hatıra saylır bir gelişme potansiyeline sahip bir Pazar olan Türkiye’deki mevcudiyetlerini ileriye taşıma ve Fransa’ya daha çok yatırımcı çekme iradesiyle ülkelerimiz arasındaki ekonomik ortaklıkları pekiştirmek için.”  Stratejik ortakık ilişkilerin önde gelen maddelerin nedenlerini sıraladı.


Fries “Hepimizin malumu Türkiye son yıllarda, istikrarı ve güvenliği açısından oldukça zor sınamalardan geçti. Son seçimler aynı zamanda bu ülkedeki demokrasinin gücünü ve canlılığını ortaya koymuştur. Bu bağlamda Fransa’nın Avrupa’ya çıpalanmasını pekiştiren tüm siyasi, ekonomik ve sosyal reformları ve bu ülkede demokratik değerlerin ve hukuk devletinin daha ileri taşınmasını sağlayan tüm gayretleri desteklemek üzere Türkiye’nin yanında olmaya devam edeceğini bu akşam bir kez daha ifade etmek isterim.” Dostluk iyi niyetini belirtdi.


Fransa’nın Türkiye Büyük elçisi Charles Fries geceye iştirak eden tüm yurtdaşlarını en kalbi duygularla selamlamak istediğini belirterek, “Hepiniz kendi faaliyet alanlarınızda, Fransa ve Türkiye arasındaki bu güzel ilişkiye her gün katkı sağlayan aktörler, ülkelerimiz arasında var plan çok güçlü insani bağların canlı örneklerisiniz. Bu sebeple sizlere teşekkürü bir borç biliriz.” Dedi ve

kutlamalara destek veren çok sayıdaki şirketlere, sponsorlara, resepsiyonu düzenleyen Büyükelçilik ve Konsolosluk çalışanlarına şükranlarını sundu.




İstanbul Ermeni Patrikhanesinin kaymakamı Episkopos Sahak Maşalyan’dan, Patrik Mutafyan'ın ölümünden sonra işlemeye başlayan patrik seçimleri hakkında bilgiler aldık.

Türkiye İstanbul SKAL Kulübü yönetim Kurul üyeleri Genel Sekreter Can Arinel ve Selma Tatar’dan Fransa Türkiye turizmi üzerine sohbet sürdürdük. Seyahat acentalarıyla yoğunlukla Fransa’dan turist gruplarını getiren Can Arinel ve Selma Tatar yine Fransız Kültür Merkezi Yönetici Asistanı Saadet Ersin’e grupların artacağı söylediler.  SKAL Kulübü yönetim Kurul üyesi Genel Sekreter Can Arinel istanbul’da yapılacak kongre için anlaşmalarını tamamladığını söyledi.

Tüm gece boyunca müzik dans eşliğinde davetliler lezzetli fransız mutfağın özelliğini taşıyan yemekleri, içecekleri tadarak keyifli saatler geçirdiler


Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre geçen yıl Türkiye’yi 46,11 milyon kişi ziyaret ederken söz konusu rakam İstanbul için 12 milyon 355 bin 122’ydi. 2018’de Türkiye’ye gelen turistler 29,51 milyar dolarlık harcama yapmıştı.

Fransa'dan gelen turist sayısı artarak yaklaşık 580 bin civarında. Fransızlar kültür turizmine, doğa yürüyüşlerine ve gastronomiye önem veren bir turist profiline sahiptir.
Türkiye'de bulunan yaklaşık  500 civarında Fransız şirketin yaklaşık 100 binden fazla istihdam sağlamaya devam etmektedir.Türkiye ve Fransa arasındaki mevcut yaklaşık 14-15  milyar dolarlık ticaret hacmin hedefi 20 milyar dolar.   

yilmazparlar@yahoo.com


Ekonomi Gazetecileri Derneği ve Enerji Verimliliği Derneği- Enerjini Topla Türkiye-Yılmaz Parlar

Enerjini Topla Türkiye

Ekonomi Gazetecileri Derneği ve Enerji Verimliliği Derneği 10 Temmuz 2019 Çarşamba günü Enerji Verimliliği ve Farkındalığın Artırılması amacında “Enerjini Topla Türkiye”

 konulu toplantısı Enerji Verimliliği Derneği’nin Kandilli’deki Genel Merkez binasında yapıldı.





Toplantıya, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak, Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurul Başkanı Murat Kalsın ve Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Aslan, Ekonomi yazarlar, Akademisyenler STK temsilcileri ve katıldı. 


 Hiperaktif geçen Toplantıda sunum, soru-cevap özetinde;


Türkiye enerji tüketiminin büyük kısmını teşkil eden sanayi kesiminde döngü devam ederken, endüstriyel verimliliğe bağlı olan duyarlı ekonomi gazetecilerin farkındalığa dikkat çekmesi için sürdürülebilir bir enerji geleceği etrafında birbirine örülmüş konular dile getirildi.


Enerji verimliliği, sürdürülebilir bir küresel enerji sisteminin ilk yakıtıdır. Çevresel ve sosyal faydalar sağlarken iklim değişikliğini azaltabilir, enerji güvenliğini artırabilir ve ekonomileri büyütebilir. Enerji verimliliği konusundaki eylemi arttırmak politika yapıcılar ve paydaşlarla birlikte çalışmak gerekliği aktarıldı.


Endüstriyel verimliliğin sürdürülebilir bir gelecek inşa etmede ayrılmaz bir rol oynamaktadır. Bilinçlendirilmiş insanlar, akıllı politikalarla sağlam bir temel çizerek ve yeni süreçler ve tasarımlar ile zorlukları ele alarak, yolculuğu hızlandıracak önlemleri almaları sağlanabilir. 


Akıllı binalar, yeni ve güçlü bir rekabet avantajı kaynağıdır. Akıllı kontrol, güvenlik ve enerji yönetimi sistemleri sayesinde fabrikalara ve ofislere, içlerinde bulunan endüstrileri daha iyi desteklemelerine, okullara ve hastanelere daha fazla etkiye sahip olmalarına yardımcı olunabilir.  


Enerji talebindeki büyüme ile enerji verimliliği geride bırakılıyor, ancak daha verimli bir dünya mümkün.



 

Küresel enerji talebi, her yıl yaklaşık % 2 oranında artmaya devam ediyor.
Güçlü ekonomik büyümenin yol açtığı enerji talebini artıran güçler, enerji verimliliği konusundaki ilerlemeyi geride bıraktı. Sonuç olarak, enerji yoğunluğu - GSYİH birimi başına birincil enerji kullanımı iyileşme oranı artırmak hedefli çalışmalara odaklanmak.

Binalarda yaşam standardının ve hizmet kalitesinin düşmesine ve sanayi işletmelerinde üretim kalitesi ve miktarının azalmasına yol açmadan, birim başına ya da ürün başına enerji tüketiminde azalmayı sağlamak. 




Enerji verimliliği politikaları, Enerji tasarrufu ve verimliliği, ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma hedeflerinin sürdürülebilirliği, toplam sera gazı emisyonunun azaltılması, 2023 ulusal strateji hedeflerinde enerji talebin güvenliğini sağlamak, dışa bağımlılık risklerini azaltmak, çevreyi korumak ve iklim değişikliğine karşı mücadelenin verimliliğini artırmak gibi enerji politikalarının en önemli bileşenleri dile getirldi.  


Enerji verimliliği çalışmaları ile Türkiye'nin enerji yoğunluğunun milli gelir başına tüketilen enerjinin 2023 yılına kadar % 20'ye düşürülmesi hedeflendiği hatırlatıldı.


Yayınlanan, Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planında binalar ve hizmetler, enerji, ulaştırma, endüstri ve teknoloji, tarım ve kesişen alanlar olmak üzere kategoriler altında tanımlanan elliden fazla eylemi içerdiği söylendi. 

Beklenen enerji tasarrufu 2023 yılına kadar 10,9 milyar ABD doları yatırım yapıldığında 2033 yılına kadar beklenen tasarruf 30,2 milyar ABD dolar olacağı vurgulandı.
yilmazparlar@yahoo.com

Dört Kapı Anadolu Rüyası Lansmanı-Yılmaz Parlar

. ANASAYFA SİYASET EKONOMİ TURİZM BİLİŞİM SAĞLIK GIDA...